“EBEDİ BİR ÇIRAK”
Fransız Modasının Altın Çağına Tanıklık Etti !
21 Şubat 1927'de, Kuzey Fransa'daki Beauvais şehrinde dünyaya gelen Hubert James Marcel Taffin de Givenchy, ailenin ikinci çocuğuydu. 3 yaşında babasını kaybettikten sonra annesi ve büyükannesiyle birlikte büyüyen Givenchy, 17 yaşına geldiğinde evinden ayrılarak tutkularının peşinden gitti. Evinden bu ayrılışı, moda tarihinin en başarılı ‘evlerinden’ birini kuracak Givenchy’nin hikayesinin dönüm noktasıydı.
[caption id="attachment_9259" align="alignnone" width="895"]
00/00/1955. The major fashion designer Hubert de GIVENCHY reading a magazine while going to New York, onboard an Air France flight, to present his Fall collection.En 1955, le grand couturier parisien Hubert de GIVENCHY lit un magazine dans un avion Air France pour présenter à New York sa collection d'Automne.[/caption]
17 yaşında Jacques Fath’in yanında çırak olarak başlayan moda hayatı, Fransız sanat okulu École Nationale Supérieure des Beaux-Arts’ta aldığı özel eğitimler ve çizim dersleri ile hızlıca ilerledi. Aldığı eğitimlerin yanı sıra o dönemde aynı zamanda önemli isimlerle birlikte çalışmaya başladı. 1947’de ünlü markaların yer aldığı Paris, Vendome Meydanı’ndaki Schiaparelli butikte sanat yönetmenliğine başladı. Hem estetik algısı ve sanatı hem de çevresiyle çok büyük işlere imza atan Givenchy, 1952 yılında aynı isimli moda evini kurdu. Moda yeteneği sayesinde o güne kadar gerçekleştirdiği başarıların ışığında, yarım asıra yakın süre boyunca büyük ses getirecek işlerin altına imza atacağı bu yerde hikayesi başladı.
Givenchy, öncesinde başlayan başarı serüvenini, evini kurduktan sonra hızla yükseklere taşıyarak büyük işler başardı. İkonik tasarımlarıyla kısa sürede prenseslerden firstladylere, Hollywood yıldızlarından dünyaca ünlü sanatçılara birçok ünlü ismin gözdesi oldu. Grace Kelly, Jackie Kennedy, Elizabeth Taylor ve daha niceleri… Fakat Givenchy denince akla gelen isimlerin başında şüphesiz ki Audrey Hepborn gelmekte. Hubert de Givenchy ile Hepborn arasındaki ilişki, dünyaca ünlü birçok markanın hayallerini süsler nitelikteydi. Marka ve tasarımlarla olan kusursuz uyumunun dışında tasarımcıyla olan yakın arkadaşlıkları, işi çok daha başarılı noktalara taşıdı. 1953 yılında tanışmalarının ardından Sabrina filmiyle ilk defa Givenchy kadını olarak karşımıza çıktı Hepburn. Artık oyuncu ve tasarımcı arasında uzun yıllar sürecek iş birliği ve güçlü dostluğun temeli atılmıştı ve daha uzun yıllar bu ikiliyi büyük ses getirecek birçok işin altına imza atarken görecektik. Hepburn, Givenchy’nin tasarımlarını onlarca film, kırmızı halı ve daha birçok yerde başarıyla taşıdı. Ama hiçbiri 1961’de karşımıza çıktığı siyah elbisesi kadar hafızalara kazınmadı. Moda dehası, Audrey Hepburn’un “Breakfast at Tiffany’s” filminde giydiği ünlü siyah elbisesiyle moda literatürüne ''Little Black Dress''i ekledi. Hubert de Givenchy, bu ve daha birçok tasarımıyla 20. yüzyıla damga vuran kıyafetlerin mucidi olarak yerini aldı. 43 yıl çalıştıktan sonra 1995 yılında kendi kurduğu moda evinden istifa eden tasarımcı, koltuğunu moda dünyasının önemli isimlerine devretti.
[caption id="attachment_9264" align="alignnone" width="1024"]
Portrait of Belgian-born actress Audrey Hepburn (1929 - 1993) and French fashion designer Hubert De Givenchy, mid 1980s. (Photo by Hulton Archive/Getty Images)[/caption]
Yorumlar