news

Hussein Chalayan Archipelago

Power Station of Art “Hussein Chalayan: Archipelago” sergisine ev sahipliği yaptı.

Hüseyin Çağlayan, moda tasarımı ile sanatı teknoloji ile harmanlayan, uluslararası üne sahip bir moda tasarımcısı. Sanatçı; enstalasyonlar, videolar, sesler ve çeşitli makineler aracılığıyla göç, kimlik ve sınırlar gibi kentsel ve kültürel sorunları tartışmak için modelleri ve defileleri sahne olarak kullanması ile tanınıyor. Diğer modacılar ile kıyaslandığında; Çağlayan’ın sofistike işçilik, kültürler arası düşünce, kıyafetlerin ardındaki ideolojinin tahlilinin yanı sıra radikal podyum gösterilerini kapsayan çalışmalarını tanımlamak ve kategorize etmek kolay değil.

Hüseyin Çağlayan giysileri işlevin, trendlerin ve moda endüstrisinin kısıtlamalarından kurtararak onların kendilerini daha özgürce ve genişçe ifade etmelerini sağlıyor. Modacının Çin'deki çalışmasının bu prömiyeri, dünyanın dört bir yanındaki büyük müzelerin ve tasarım kurumlarının koleksiyonlarından gelen parçalarda 130'dan fazla şaheserini bir araya getirdi. Sanatçının kariyerinin dokuz farklı kısmını temsil eden ve dokuz farklı adanın bir araya geldiği bir takımada oluşturdu.

Çağlayan için “ada” kavramı onun anavatanını temsil etmekle kalmıyor, aynı zamanda hayallerini ve oradan oraya sürüklenen hikayesini anlatıyor. 1970 yılında Kıbrıs'ın Lefkoşa kentinde doğan Çağlayan, çocukluğunu adadaki Kıbrıslı Rumlar ve Türkler arasındaki ihtilaf nedeniyle ailesiyle birlikte farklı yerlere göç ederek geçirdi. 11 yaşındayken annesi onu İngiltere'ye tek başına okumaya gönderdi. 16 yaşında Kıbrıs'a geri dönen Çağlayan daha sonra üniversite için İngiltere'ye yerleşti.

Londra'daki Central Saint Martins Sanat ve Tasarım Koleji'ndeki mezuniyet projesi, dönem arkadaşlarından farklı olarak kıyafete yepyeni bir bakış açısı getirdi ve Avrupa moda sahnesinde bir tür “anomali” olarak kabul edilerek dikkatleri üzerine çekti. Tasarımları; Çağlayan’ın küreselleşme, yerellik, büyük dünya tiyatrosu, mekanik görüşler ve maneviyat arasındaki ikilemler ile ilgili düşünce ve eleştirilerine hakim olmayı mümkün kılıyor. 

Çağlayan, kıyafetlerini taşıyanlardan bağımsız kılmak ve bedensiz, isimsiz anlatıcılar haline getirmek için onların iki boyutlu üretim süreci ile üç boyutlu defileler arasında salınmasına izin veriyor. Bu sergi ile umulan ve hayal edilen ise Çağlayan’ın “giysilere bir yaşam duygusu verme” isteğini hayata geçirmek. 

29.06.2022 21:24:00

İçeriği Paylaş

Yorum Yazın

Yorumlar