Markanın 70. yılını kutlayan Dior, Paris’te şimdiye kadar görülmemiş muhteşemlikte bir sergi açtı.
“Christian Dior: Hayallerin Tasarımcısı”; Fransız moda evinin tarihini, 1947 yılında markaya kendi adını veren Christian Dior tarafından kuruluşundan günümüzde markanın ilk kadın yöneticisi olan kreatif direktör Maria Grazia Chiuri’ye kadar inceliyor. Christian Dior’un 1957’deki ölümünden sonra kreatif direktör pozisyonuna geçen Yves Saint Laurent, Marc Bohan, Gianfranco Ferré, John Galliano ve Raf Simons gibi isimlerin tasarımları da sergiye dahil edilmiş.
Küratör Florence Müller ve Olivier Gabet; markaya Dior Heritage, müzeler ve özel koleksiyonculardan temin edilen özel tasarım elbiselerle kronolojik bir şov hazırlamış. Sergideki 23 tema; elbiseler haricinde aksesuarlar, moda fotoğrafçılığı, sanat eserlerinin yanında René Gruau ve Mats Gustafson elinden çıkan illüstrasyonlar ile sunulmuş.
Müzenin 32.000 metrekaresine yayılan ve markanın 300’den fazla ikonik parçalarına yer veren sergi aynı zamanda Musée des Arts Décoratifs’de düzenlenen şimdiye kadarki en büyük sergi olma ayrıcalığına da sahip. Bu ikonik parçalar arasında Monaco Prensesi Grace ve Leydi Diana’ya ait elbiselerin yanında markanın yeni yüzleri olan Charlize Theron ve Jennifer Lawrence’nin elbiseleri de mevcuttu. Sergi, Dior’un şimdiye kadarki en büyük retrospektifi ve Fransa’da son 30 yıldır ilk olma özelliğine de sahip.
“Hayallerin Tasarımcısı”; Christian Dior’un antika ve yeni sanat akımı eserleri merakını, 18. yüzyıldan büyülenmiş dekoratör yanını ve bahçe sevgisini de gözler önüne serdi. Elbiseleri ise tablolara, heykellere ve yaşama sanatının parçaları olan duvar kağıtlarına, kumaşlara, sofra takımlarına ve chinoiserie stiline göndermelerle dolu.
Galerilerden biri ise Dior’un cazibesinin 1947 yılından itibaren nasıl geliştiğini elbiseler, film seçkileri, podyum gösterilerinden kesitler ile anlattı. Sergi, şatafatlı balo elbiselerinin sunumu için bir balo salonuna dönüştürülmüş zengin bir dekorasyona sahip nefte son buldu. Bu kıyafetlerin arasında ise ilk kez Paris’te bir arada görülen parlayan elbiseler de mevcuttu.
Tasarımcılara ilham veren Rönesans tabloları ve sürrealist heykellerin yanında atölye tuvalleri, moda fotoğrafları, skeçler, illüstrasyonlar, mektuplar ve Versay Sarayı’ndaki Aynalar Galerisi’nden ilham alan etkileyici bir ışık gösterisi de sergide mevcuttu.
Yorumlar