Bir marka, kimliğini bazen bir stil üzerinden belli eder, bazen bir renk ile özdeşleşir. Bazen de öyle karakteristik bir yanı vardır ki nerede, ne şekilde görseniz tanırsınız. Tıpkı Fornasetti’nin alametifarikası, Mona Lisa’vari bir güzelliği olan kadın sureti gibi. Antik Yunan’a ait bir heykeli andıran ve Lina Cavalieri’ye ait olan bu simetrik ve zamansız yüz, Piero Fornasetti’nin hayatına bir dergi sayfasında gördüğü fotoğraf ile girmiş ve ellerinde yıllar içerisinde yüzlerce farklı şekle bürünmüş. “Bir kadının yüzünü yüzlerce fazla farklı şekilde tasvir edecek ilhamı nereden mi aldım?” diye soruyor İtalyan tasarımcı. “İnanın ben de bilmiyorum. Başladım ve durmaksızın devam ettim.” Fornasetti, zamana meydan okuyan mobilya ve aksesuar tasarımları ve dekorasyon çalışmaları ile uluslararası alanda tanınan bir atölye. Firma 1950'lerde Milano'da, çok yönlü ve eklektik bir sanatçı olan Piero Fornasetti tarafından kuruldu. Fornasetti’yi diğerlerinden ayıran ve onu yirminci yüzyıl İtalya'sının en üretken figürlerinden biri yapan ise durmaksızın çalışan ve tasarlayan hayal gücü. Çocukluğundan itibaren çok iyi bir gözlemci ve tasarımcı olan Piero Fornasetti, kendi kendini yetiştirdiğini söylüyor. Piero, babasının karşı koymalarına rağmen 1930'da Brera Güzel Sanatlar Akademisi'ne kaydolmuş, ancak iki yıl sonra aykırı karakteri nedeniyle okuldan atılmış. Bundan sonra ise bulduğu kitaplarla çizim ve litografi öğrenmeye başlamış. Babasının atölyesindeki matbaa sayesinde tüm gravür ve baskı teknikleriyle alıştırma yaparken kağıt, seramik, cam, deri ve tekstil gibi farklı materyaller üzerinde denemeler yapma imkanı bulmuş. Atölyenin Artistik Direktörü Barnaba Fornasetti, babası Piero'nun mirasının koruyucusu. Barnaba, otuz yıldır markayı uluslararası şöhrete ve bugün sahip olduğu dinamik yapıya kavuşturan cesur ve alışılmışın dışında seçimlerle yönetiyor. Milan'daki Fornasetti Atelier'de üretilen her bir obje, özel zanaat teknikleri kullanılarak tamamen el işçiliğiyle üretiliyor. Bu özel yöntemler, her bir parçayı eşsiz kılıyor ve onları sanat eseri statüsüne yükseltiyor. Aynı motifle üretilen iki obje dahi asla birbirinin aynısı değil. Bu değerli mobilya ve porselenlerin tümü sınırlı sayıda üretiliyor. Her parçanın hala titiz bir şekilde elde şekillendirildiği atölyede renkler ve desenler, orijinal el boyaması şablonları esas alan bir ressam tarafından uygulanıyor. Mobilyalarda ise özel olarak hazırlanmış lake yüzeylere aktarılan desenler üzerine iki kat daha şeffaf cila uygulanıyor, böylelikle adeta marka ile özdeşleşen ışıltılı bir bitiş elde ediliyor. Fornasetti`nin 50’li yıllarda temelleri atılan ve bugün hala geçerliliğini koruyan misyonu, gündelik nesnelere kültürel bir değer katmak ve dekorasyon vasıtası ile sanatsal bir mesaj vermek. Markanın oluşturduğu samimi dil, kendisini rafine sanatsal çizgilerde gösteriyor. Bu çizgileri özel yapan ise ruhlarında aynı anda hem mizah, hem nostalji, hem de metafor ve ima barındırmaları. Böylelikle Fornasetti`nin elinden çıkan her bir aksesuar, porselen ve mobilya parçası markanın benzersiz yaklaşımının birer temsilcisi olarak gittiği her yerde bu ruhu yaşatıyor ve birer arzu nesnesi haline geliyor.
Yorumlar