Mangystau
Mangışlak
Çok Çeşitli Doğa Harikası
Çetin Üstyurt Platosu ve efsanevi Mangışlak Yarımadası arasındaki arazi öylesine şahsına münhasır ki özetlemek için ancak tek bir kelime kullanılabilir: Eşsiz. Bu sonsuz gibi görünen çöller adeta tablodan fırlamış sarp kayalıklar ve parlayan kireç taşı bayırları ile bölünürken kasvetli kayalıklı vadiler ve gizemli mağaralar güzel kanyonlarda ve dik yamaçlarda saklı. Bu hayat dolu manzara gri ve dalgalı Hazar Denizi’ne kadar devam ediyor.
YUVARLAK KAYA OLUŞUMLARI
Muhteşem bombeli kayalar Mangistav vadilerini süslemekte. Büyük bir bufalo sürüsü ya da garip uzay gemileri gibi yatan bu doğal güllemsi yapılar ufuktan ufuğa bütün platoda yer almakta. Tahminen 120-180 milyon yıllık bu küresel kayalar Mangışlak’ın en büyüleyici ve gizemli özellikleri arasında yer alıyor.
Kayaların boyutları birkaç santim ila dört metre arasında değişkenlik göstermekte. Kimi örneklerinde ise bu muhteşem formlar yıllar boyunca bitişik kalarak aşınma ile mistik yaratıkların dış hatlarını andırmakta. 200 yıllık araştırmalar bu nodüllerin kökenleri hakkında net bir cevap bulamasa da kimi teoriler bu topların derin su yaşamının ya da Dünya’nın kabuğundaki elektrik olaylarının neticesi olabileceğini söylüyor. Kökenleri her ne olursa olsun bu doğal anomali insanlığın merakını uzun süredir cezbetmekte.
Bu kayalarla alakalı pek çok efsanelerden biri yıllar önce Mangışlak’a düşman ordularının saldırdığını, bu düşmanları yenmenin imkânsız olduğunu gören bölge halkının göklerden yardım istediğini ve bunun üzerine gerçekleşen beklenmedik bir fırtınanın bütün düşmanları inanılmaz bir yıldırım ile taşa çevirdiğini anlatmakta. Çoğu gezgin, bölgedeki en popüler yuvarlak kayanın Torysh olduğunu düşünmekte. Eğer burada birkaç saat geçirirseniz kafadan bacaklılar, amonitler ve notilus gibi antik deniz hayatının fosillerini bulabilirsiniz.
BOZZHİRA
Kar beyazı düzlüklerden oluşan bir kanvas üzerinde donmuş şeker sarayları… Sıcak rüzgarlarda savrulan tebeşir tozu… Sarp tepelerin yakaladığı bulutlarla süslü göz alıcı mavi bir gök… Bu eşsiz mekân Üstyurt platosunun yer aldığı Bozzhira bölgesi. Buranın milyonlarca yıl boyunca Tetis Okyanusu’nun dibinde yattığını düşünün. Öyle ki, ihtişamlı tanık tepe dağları ve iki adet 200 metreden daha yüksek uzun dişleri andıran piramitsi kayalar bir zamanlar bu antik okyanusta küçük birer ada iken yüzbinlerce yıl boyunca bize kendilerini yavaş yavaş gösterdiler. Üstyurt tepeleri antik zamandaki deniz seviyesinin değişimi sebebiyle oluşmuşlar. Gelgit akıntıları sebebiyle su, kaya tabakasında enteresan şekiller ve dokular oluşturmuş. Resmi bir adı olmayan ünlü “Masa Dağı”, 2006 yılında Kazakistan’ın 1000 Tenge banknotunda kendini göstermişti.
Bozzhira Vadisi düzgünce oyulmuş beyaz taşlarla ve şaşıracak kadar iyi korunmuş deniz fosilleri ile kaplı. Antik insanların ok ucu yapmak için kullandıkları devasa silisyum yatakları da burada bulunmakta. Platonun tepesinin kenarında ise ziyaretçiler, antik dönem avcıları tarafından vahşi hayvanları yakalamak için inşa edildiği iddia edilen “arans” isimli taş yapıları görebilirler.
KARYNZHARYK ÇÖKÜNTÜ HAVZASI VE KENDERLİ SOR TUZ GÖLÜ
Üstyurt Platosu ve Mangışlak yarımadasının arasında muhteşem bir manzaraya sahip Karynzharyk Vadisi yer alıyor. Karynzharyk’ın en derin noktası, -75 metre mutlak derinliğe sahipken tepeleri ise 300 metre yüksekliğe ulaşıyor. Çöküntü havzasının dibinde ise efsanevi tuz gölü Kenderli Sor yatıyor. Sor bir tuzlu su bataklığı gölü. Sıcak havalarda tuzlu çatlamış bir arazi haline gelirken yağmurlu dönemlerde ise suyun toprağa emilmesini engelleyerek yüzeyde su birikintilerini korumakta. Böyle zamanlarda Karynzharyk yamaçları Kenderli Sor vadisinde bir ayna gibi yansımakta. Kıvrımlı konturları gündoğumu bulutları ile bal peteği gibi döşenm
11.11.2020 00:00:00
Next article
The only thing that overcomes hard luck is hard work
Yorumlar