Dünyayı keşfetme arzusu binlerce yıldır sanata ve edebiyata ilham verirken renk renk ve çeşit çeşit dünya küresi bu arzunun bir temsilcisi olarak yüzyıllardır evlerimizi süslüyor. Bu klasikleşmiş objeyi bir arzu nesnesine dönüştürmek ise Bellerby’ın kariyerinde bir dönüm noktası olmuş.
Bellerby & Co Globemakers’ın hikayesi, bundan on sene önce, bir coğrafya tutkunu olan Bellerby’ın babasına 80. yaşgünü hediyesi olarak dünya küresi hediye etmek istemesi ile başlıyor. Gemi mühendisi olan baba için özel bir el yapımı küre fikri güzel güzel olmasına ancak Bellerby’ın uzun uğraşlar sonunda bulabildiği tek şey çoktan cazibesini yitirdiği halde ateş pahasına satılan antika küreler ve hiçbir zaman o cazibeye sahip olamamış fabrikasyon parçalar.
Kaybolmaya yüz tutan bu sanatı icra eden birini bulamamanın hayal kırıklığı ile kolları sıvamak zorunda kalan Bellerby’ın ilk düşüncesi babasına kendi elleriyle özel bir yaşgünü hediyesi hazırlamak. İki seneyi bulan uğraşlar ve sayısız deneme sonunda Bellerby iflas etme noktasına geliyor fakat bu süreçte insanların yaptığı işe ilgi duyduğunu fark ediyor ve bu alandaki açığı görüyor. Hobi olarak başladığı işten elde ettiği tecrübe ile ortaya yepyeni bir iş çıkıyor!
Bugün ressamından marangozuna, haritacısından oymacısına 25 sanatçı ve zanaatkarın durmaksızın çalıştığı Bellerby & Co Globemakers atölyesi, dünyanın dört bir yanından gelen özel siparişleri kusursuz şekilde teslim etme gayretinde.
Kuzey Londra’da yer alan atölyede her bir küre müşterinin isteği doğrultusunda şekilleniyor. Kürenin boyutu, standı, renk tonları belirleniyor ve haritanın detayları netleştiriliyor. Baskısı tamamlanan şeritler daha sonra ıslatılarak ve esnetilerek küre üzerine yerleştiriliyor. İnce işçilik isteyen bu zorlu süreçte ustalaşmak yıllar alabiliyor ve bu hassas yerleşimdeki milimetrik bir hata en baştan başlamak anlamına geliyor.
Parçalar yerine oturduktan sonra detayların çizilmesi ve renklendirilmesi için titiz bir çalışma başlıyor. Suluboya ile elde renklendirilen kürelerden hiç biri bir diğeriyle aynı değil. Boyama ve resim süreçleri bitince küre mat veya parlak cila ile tamamlanıyor. Bu aşamaya kadar en az beş sanatçının elinden geçen ve eşsiz bir kimlik kazanan kürenin yapımı birkaç haftadan birkaç aya kadar sürebiliyor.
Yapımı tamamlanan kürenin nasıl sergileneceği yine müşterinin isteğine bağlı. Modern veya klasik pek çok seçenek Bellerby & Co atölyesinde tasarlanıp üretiliyor. Mat, parlak, büyük, küçük, metal, ahşap gibi sayısız seçenek arasından küreyle uyumlu bir stand seçiliyor ve montaj tamamlanıyor. Sanatçıların denetiminden geçen ve kusursuz bir sonuca ulaşan tasarım, uygun bir kasa içerisinde sevgiyle uğurlanarak dünya üzerindeki serüvenine başlıyor.
Tarihin tozlu sayfalarına karışan bu sanatı deneme yanılma yolu ile kendi kendine öğrenen ve çok sayıda genç sanatçıya yol gösteren Bellerby, ilk başladığı günden bu yana hala öğrenmeye ve ustalık yolunda ilerlemeye devam ettiğini söylüyor. Beraber çalıştığı sanatçıların en küçük boy küreyi kusursuzca yapabilmeleri için en az 1 sene çalışmaları gerektiğini de ekliyor.
"Bugünlerde zevkinize ve ihtiyacınıza göre kişisel olarak tasarlayabileceğiniz bir ürün bulmak çok kolay değil. Doğrudan üretici ile birlikte çalışarak nesiller boyunca yaşayan bir aile yadigarı olmasını umduğumuz bir şey üretme fikri her dönem için çok kıymetli.” diyor Bellerby. El yapımı ve kişiselleştirilmiş bir eserin değeri, dijital dünyanın sürekli değişen akışında bile her zaman yerini koruyor. Bellerby'nin küreleri, çoktan unutulmuş bir sanatın peşinden gidiyor ve kendi hikayesini yazarak hayatımızın ve mirasımızın bir parçası haline geliyor.
Yorumlar